Derleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr – Günlük hayatın temposundan bunalmış biçimde kendini kıyıya attığında biraz baş dinlemeyi umuyordu. Uzun bir müddet sonra birinci kere bu kadar açık ve hoş bir hava vardı ve ay ışığı yalnızca birkaç kişinin olduğu kıyısı hafif formda aydınlatıyordu. Başını kaldırıp gökyüzünü izlemeye başladıktan kısa mühlet sonra aklına o meşhur soru geldi: “Acaba dünya dışında bir yerlerde birileri tıpkı kendisi üzere gökyüzünü izliyor olabilir miydi?”
İnsanlık, neredeyse var olduğundan bu yana cihanda yalnız olup olmadığını tartışıyor. Bu tartışmalar, vakit içinde birçok edebi metine, sanat yapıtlarına ve sinema sinemalarına mevzu oldu ve olmaya da devam ediyor. Bir periyot ABD başta olmak üzere tüm dünyada ilgi ile izlenen “Cosmos: A Spacetime Odyssey” adlı belgeselin sunucusu olan ünlü astrofizikçi Neil deGrasse Tyson’a nazaran ise bu soruya yanıt olabilecek 3 ihtimal var.
‘UZUN ARALIKLARI KAT ETMEK ZOR’
Bilim insanlarının yaptığı çalışmalar sonucunda kainatın yaşının 13,5 ile 14 milyar ortası olduğu ve milyarlarca yıldıza mesken sahipliği yaptığı biliniyor. Matematiksel modellemelere nazaran kozmosun yaşı, büyüklüğü ve dünya üzere yaşama uygun olan bir gezegenin varlığı göz önüne alındığında dünyaya benzeri şartlara sahip, yaşama uygun gezegenlerin ve bu gezegenlerde yaşayan dünya dışı medeniyetlerin olması gerekiyor. Bilim dünyası tarafından “Fermi Paradoksu” biçiminde isimlendirilen bu soru, uzun yıllardır tartışılıyor. İşte tam bu noktada Neil deGrasse Tyson, bilinmezliğe sonuç olabilecek tahliller ortaya attı.
İlk olarak uzun araların kat edilmesinin sıkıntı olduğunu lisana getiren Neil deGrasse Tyson, “Işık suratı saniyede 300 bin kilometre sürate sahip ve rastgele bir taşıtın ışık suratına ulaşması mümkün değil. Ancak fizik maddelerine nazaran ışık suratına yakın bir sürate ulaşmak mümkün. Lakin bu sürat bile kainatın tamamını keşfetmek için kâfi değil. İnsanlık ya da farklı bir medeniyet ışık suratının yüzde 10’una sahip olsa bile galaksimizin tamamını kat etmek milyonlarca yıl sürer” dedi.
‘YETERİNCE AKILLI OLMAYABİLİRİZ’
İkinci olarak muhtemel bir dünya dışı medeniyetin çok yüksek suratlara ulaşmış olduğu senaryoyu pahalandıran Neil deGrasse Tyson, “Eğer inanılmaz süratlerde seyahat etmeyi başardılarsa bizi ziyaret etmemiş olmalarının tek sebebi olabilir: Gereğince akıllı olmayabiliriz” halinde konuştu.
Tyson, üstün gelişmiş bir uygarlığın sahip olduğu standartların, insanlığın sahip olduğu teknolojiden ileride olabileceğini söyleyerek insanlığın bağlantı kuramayacak kadar ilkel olabileceğini vurguladı. Neil deGrasse Tyson, dünya dışı bir medeniyetten alınacak mümkün bir sinyalin jenerasyonu uzun mühlet evvel tükenmiş bir medeniyete ilişkin olabileceği bilgisini de paylaştı.
Astrofizikçi Neil deGrasse Tyson’a nazaran muhtemel dünya dışı medeniyetler ile temas kurulamıyor olmasının bir öteki nedeni de bu medeniyetlerin “çok meşgul” olması olabilir! Tyson’a nazaran bu meşguliyet galaksinin farklı bölgelerinde hakimiyet kuran muhtemel medeniyetlerin birbiriyle ortasında olan mümkün bir savaştan kaynaklıyor. Tyson, “Bu dünyada daha evvel muhteşem güçler ortasında yaşanan savaşlara misal bir durum olabilir. Belki de bu uygarlıktan bizimle temas kurmaktan daha önemli işlerle uğraşıyordur ve bizim bulunduğumuz alan galaksimizin sakin köşelerinden birisidir” yorumunu yaptı.
‘KARINCALARIN BEŞERLERLE BAĞLANTI KURMASI GİBİ’
Geçtiğimiz günlerde BBC tarafından yayınlanan First Contact: An Alien Encounter (İlk temas: Bir Uzaylı ile Karşılaşmak) isimli belgeselde de insanlığın dünya dışı yaşama ait deliller bulduğu durumda neler olabileceğini incelendi ve dünya dışı sinyalin alındığı bir senaryo da işlendi.
Dünya dışı varlıkların insanlıkla bağlantı kurduğu muhtemel bir sinyalin yakalandığı senaryoda, sinyale karşılık vermek başta olmak üzere çeşitli problemler yaşanabileceğini belirtiyor. Astrofizik alanında çalışmalar yürüten Profesör Michael Garrett, “Orada hayal bile edemeyeceğimizin büsbütün ötesinde bir kapasiteye sahip diğer şeyler olabilir. Bu türlü bir durumda içinde bulunduğumuz durum karıncaların beşerlerle irtibat kurmaya çalışmasıyla çabucak hemen aynı” dedi.
Olası dünya dışı medeniyetlerin insanlıktan daha ileride olma ihtimalini kıymetlendiren University College London’dan astrobiyolog Dr. Louisa Preston, “Gelişmiş medeniyetlerin olduğu bir senaryoda karıncalarla tıpkı durumda olacağımıza inanıyorum. Güneş sisteminin 4.5 milyar kainatın ise 13,8 milyar yaşında olduğunu düşünürseniz, karıncalar üzere olma ihtimalimiz yüksek” formunda konuştu. Kelamlarına açıklık getiren Preston şöyle devam etti:
“Karıncalar ile beşerler ortasındaki alakayı düşünün. Beşerler onlardan o kadar güçlüdür ki onları umursamaz bile. İnsanlık olarak biz de mümkün ileri bir medeniyetin umurunda bile olmayabiliriz. Bizim karıncaları gözlemlediğiniz üzere onlar da bizi gözlemliyor olabilirler.”